Yapay Zekâ (AI) Nedir? İş Hayatında Nasıl Kullanılır?

İş ve teknoloji dünyasında son yılların en çok konuşulan kavramı şüphesiz ki yapay zekâ. Ancak bu kavramı yalnızca “insan zekâsını taklit eden sistemler” şeklinde tanımlamak artık yetersiz kalıyor. İş dünyası için yapay zekâ, operasyonel süreçlerden müşteri deneyimine, stratejik karar almadan inovasyona kadar pek çok alanda dönüştürücü bir güç haline gelmiş durumda. Günümüzde işletmeler için yapay zekâ nedir sorusunun cevabı artık doğrudan rekabet avantajı ile ilişkili. Bu yüzden yapay zekâ (AI) ile ilgili merak edilenleri, iş hayatındaki rolünü stratejik bir bakış sunacak şekilde sizler için ele aldık. Keyifli okumalar!

Yapay zekâ (Artificial Intelligence – AI), insan zekâsının sahip olduğu öğrenme, akıl yürütme, problem çözme, algılama ve karar verme gibi bilişsel yeteneklerin bilgisayar sistemleri tarafından taklit edilmesi veya yeniden üretilmesi sürecini ifade eder. Yapay zekâ teknolojisi sadece önceden belirlenmiş kuralları takip eden geleneksel yazılımlardan farklı olarak; veriden öğrenen, kendini geliştiren ve değişen koşullara uyum sağlayabilen algoritmalar üzerine kuruludur. Dolayısıyla yapay zekâ, sabit talimatlarla çalışan bir program değil; deneyimden öğrenen, örüntüleri tanıyan ve bu bilgiler ışığında öngörülerde bulunabilen dinamik bir sistemdir. İşletmeler açısından yapay zekânın en kritik özelliği, insan kapasitesinin sınırlarını aşan hızda ve hacimde veriyi işleyebilmesi ve bu verilerden anlamlı içgörüler çıkarabilmesidir.

Yapay zekâ uygulamaları ve programlarının iş dünyasına kattığı değer çok stratejiktir. Yapay zekâ, işletmelere operasyonel verimlilik, kolay ölçeklenebilirlik ve veri odaklı karar desteği gibi avantajlar sunar. Verimlilik açısından bakıldığında özellikle rutin işlerin otomasyonu ile çalışanların daha yaratıcı ve stratejik işlere odaklanabilmesi mümkün olur. Örneğin, finans departmanında fatura kontrolü veya müşteri hizmetlerinde sıkça sorulan soruların yanıtlanması görevi yapay zekâ tarafından üstlenilebilir. Böylece bu departmanlarda çalışan insan kaynağı daha yaratıcı ve strateji odaklı işlere ağırlık verebilir. Yapay zekâ aynı zamanda karar destek noktasında da önemli bir rol oynar. Büyük veri yığınları arasından anlamlı içgörüler çıkararak yöneticilerin daha hızlı ve doğru kararlar almasına yardımcı olabilir. Yapay zekânın bu avantajlarından şu sonuç çıkarılabilir: Yapay zekâ işletmelerin yalnızca “daha iyi çalışmasını” değil aynı zamanda daha akıllı çalışmasını mümkün kılar.

Yapay zekâ nasıl kullanılır sorusunun yanıtı bireyler için çoğu zaman “bir uygulamayı açıp kullanmak” kadar basit olsa da işletmeler için çok daha stratejik bir yaklaşım gerektirir. Çünkü yapay zekâ tek başına bir yazılım değil veri, algoritmalar ve altyapının birleşimiyle iş süreçlerine entegre edilen bir dönüşüm aracıdır. İş hayatında yapay zekâ nasıl kullanılır sorusuna şu adımlar yanıt olarak sunulabilir:

Veri Toplama ve Hazırlama

Bilindiği gibi yapay zekânın en kritik ham maddesi veridir. Bu yüzden işletmeler müşteri etkileşimleri, satış kayıtları, üretim süreçleri veya sensör verileri gibi kaynaklardan veriler toplayarak ve bunları organize ederek AI algoritmalarının öğrenmesine uygun hale getirebilirler. Yeni iş yerinizde yapay zekâ algoritmalarından faydalanmak için atacağınız ilk adım “veri” olabilecek bilgileri düzenlemek ve hangi sürecin yapay zekâ AI teknolojisiyle optimize edilebileceğine karar vermektir.

Bulut Tabanlı AI Servislerinden Yararlanma

AI yapay zeka teknolojilerinden faydalanmak ancak büyük yatırımlar yapmak istemiyorsanız bulut tabanlı AI servislerini değerlendirebilirsiniz. Donanım yatırımı yapmadan, bulut hizmeti sağlayıcıların sunduğu hazır yapay zekâ çözümleri bu noktada ihtiyaçlarınızı giderir. Örneğin; doğal dil işleme (chatbot), görüntü tanıma (ürün kalite kontrolü), tahminleme (talep planlama) gibi alanlarda servis tabanlı çözümler hızla devreye alınabilir. GlassHouse Bulut Hizmetleri ile işletmenizin dijital dönüşümünü hızlandırmaya ne dersiniz?

İş Süreçlerine Entegrasyon

Yapay zekâ, mevcut sistemlerle entegre çalıştığında gerçek değer üretir. Örneğin CRM yazılımına entegre edilen bir yapay zekâ, müşterilerin satın alma ihtimalini hesaplayabilir; ERP sistemine bağlanan bir model, stok seviyelerini otomatik optimize edebilir. Bu yüzden doğru verilerle ve doğru stratejilerle yapay zekâyı iş süreçlerine entegre etmek büyük önem taşır.

Pilot Projelerle Başlama

İşletmelerin yapay zekâ araçlarını kullanırken geniş ölçekli dönüşümler yerine küçük, ölçümlenebilir pilot projelerle başlaması daha sağlıklı olacaktır. Böylece hem yatırım getirisi (ROI) ölçülebilir hem de çalışanların adaptasyonu sağlanır.

Takip Etme ve Geliştirme

Yapay zekâ sistemleri statik değildir; sürekli öğrenir ve gelişir. Bu yüzden işletmeler düzenli olarak model performansını ölçmeli, gerektiğinde algoritmaları güncellemeli ve etik, uyumluluk kontrollerini yapmalıdır.

Yapay Zekânın İş Dünyasındaki Temel Uygulama Alanları

Yapay zekâ kullanımının sunduğu faydalar, neredeyse tüm sektörlerde somut uygulamalarla görülebilir:

• Müşteri Deneyimi: Kişiselleştirilmiş öneriler, akıllı chatbot’lar ve otomatik müşteri destek sistemleri ile markalar daha hızlı ve etkili hizmet sunabilirler.
• Tedarik Zinciri: AI tabanlı tahminleme algoritmaları, stok yönetiminde israfı azaltırken aynı zamanda tedarik sürekliliğini de sağlar.
• Siber Güvenlik: Şüpheli hareketleri gerçek zamanlı tespit eden AI sistemleri, işletmelerin dijital varlıklarını korumasına yardımcı olur. Dilerseniz GlassHouse Network ve Güvenlik Çözümleri ile ağ altyapınızı modernleştirebilir ve güvenliği sağlayabilirsiniz.
• İnsan Kaynakları: İşe alım süreçlerinde aday profillerini objektif şekilde analiz eden yapay zekâ araçları, önyargıların azaltılmasına yardımcı olabilir ve işe alım süreçlerini hızlandırabilir.
• Lojistik: Yapay zekâ destekli rota optimizasyonu ile daha hızlı teslimat sağlanabilir.
• Finans: Anomali tespiti ile sahtekârlık önleme mümkün olabilir.
• Üretim: Makine sensörlerinden gelen verilerle arıza tahminleme yapılabilir.
• Perakende: E-ticaret sitelerinde müşteri alışveriş geçmişine göre kişiselleştirilmiş ürün önerileri yapılabilir.

Yapay zekânın işletmelere ölçeklenebilir şekilde ulaşmasının arkasında bulut hizmetleri bulunur. Geleneksel yöntemlerle yapay zekâ altyapısı kurmak, yüksek donanım yatırımları ve bakım maliyetleri gerektirir. Oysa bulut tabanlı AI servisleri sayesinde işletmeler donanım ve yazılım yatırımı yapmadan hazır AI modellerine erişebilir, kendi verilerini kullanarak modelleri kolayca özelleştirebilir, “kullandığın kadar öde” modeliyle maliyetlerini optimize edebilir. Bu sayede küçük ve orta ölçekli işletmeler bile, bulut destekli yapay zekâ çözümleriyle büyük rakiplerle aynı ligde rekabet edebilir. GlassHouse olarak sunduğumuz AIOps Destekli SAP BASIS Yönetim Hizmeti ile altyapınızın yönetimini profesyonel ekibimize bırakın! Böylece rutin uygulamaları otomatikleştirin, yapay zekâ temelli otomatik kontroller ile SAP BASIS altyapınızın denetlenmesini sağlayın.

Yapay zekânın geleceğine bakıldığında önümüzdeki yıllarda AI algoritmalarının işletmeler üzerindeki etkisinin daha da artacağı söylenebilir. Öngörüye dayalı iş modelleri, otonom (bağımsız) sistemler ve kişiselleştirilmiş ürün/hizmet deneyimleri, şirketlerin rekabet alanlarını da yeniden tanımlayacağa benziyor. Bu perspektifle işletmeler için en doğru yaklaşım, büyük çaplı dönüşümleri beklemek yerine küçük pilot projelerle başlamak, veriyi stratejik bir varlık olarak yönetmek ve çalışanlarını yapay zekâ okuryazarlığı konusunda geliştirmek olabilir. Tüm bu adımlar, işletmelerin gelecekteki yapay zekâ odaklı iş modellerine hazırlıklı olmasını sağlayacaktır.

Yapay zekâyı kim buldu, yapay zekânın tarihçesi nedir?

Esasında yapay zekâ tek bir kişinin icadı değil bilgisayar bilimi, matematik, felsefe ve mühendislik alanlarının kesişiminde gelişmiş kolektif bir çalışmanın ürünüdür. Ancak literatürde “yapay zekânın babası” olarak anılan isim John McCarthy’dir. Çünkü “Artificial Intelligence (Yapay Zekâ)” terimi ilk kez 1956 yılında McCarthy tarafından ortaya atılmıştır. John McCarthy, Marvin Minsky, Claude Shannon ve Herbert Simon gibi öncü bilim insanlarının katıldığı Dartmouth Konferansı, yapay zekâyı resmi bir araştırma alanı haline getirmiştir. 1960 ve 1970’li yıllarda ise ilk denemeler gerçekleşmiştir.

Yapay zekâ nerelerde kullanılır?

Yapay zekâ bugün günlük hayatın ve iş dünyasının merkezinde yer alır. İşletmeler için yapay zekâ; müşteri deneyiminden pazarlamaya, satış ve CRM’den üretime, finans ve bankacılıktan sağlık sektörüne, lojistik ve tedarik zincirinden insan kaynaklarına pek çok alanın içindedir. Günlük yaşamda ise yapay zekâ kullandığımız akıllı telefonlarda, uygulamalarda, sosyal medya ve dijital platformlarda, alışveriş yaptığımız e-ticaret siteleri ve online platformlarda, kullandığımız bankacılık ve finans uygulamalarında bizimle. Yani yapay zekâ teknolojileri artık telefonlarımızdan alışveriş alışkanlıklarımıza, trafik tahminlerinden evlerimizdeki cihazlara kadar hayatımızın her alanına entegre olmuş durumda.

Yapay zekâ hangi meslekleri yok edecek?

Yapay zekânın hangi meslek grupları için risk olduğu en başından beri önemli bir tartışma konusu. Yapay zekâ sistemlerinin özellikle rutin, tekrar eden ve kural tabanlı işleri dönüştüreceğini söylemek doğru. Ancak bu dönüşümün, insanları işsiz bırakmaktan ziyade onları daha yaratıcı, stratejik ve insani becerilerinin öne çıktığı görevlere yönlendireceği yorumunu da yapmak mümkün.

Hangi yapay zekâ uygulaması ne işe yarar?

İşte başlıca yapay zekâ türleri ve işlevleri:

Sonuç olarak günümüzde artık yapay zekâ işletmeler için bir “opsiyon” değil, rekabette ayakta kalmanın zorunlu şartı haline gelmiştir. Eğer bu içeriğimizi sevdiyseniz İşletmelerde Dijital Dönüşümün Önemi başlıklı içeriğimiz de ilginizi çekebilir!